Hz. Mevlânâ’dan:
Sevgili, gece geldi, gönlüme baktı, sonra gitti.
Tekrar geldi, tekrar gönlüme baktı, tekrar gitti.
Tekrar geldi, gönlüme baktı, “Lütfetseniz de kalsanız” dedim,
Kaldı ve gitmeyi unuttu.
Ey Şems, uyuma! Olur ya; sevgilinin vuslatı aniden gelebilir.
Akıl geldi, aşıklar meclisine yola oturdu, yol kesmeye koyuldu;
Baktı ki kendine aldıran yok, aldı başını gitti.
Aşk sayıya gelmez, hesaba sığmaz sevgidir.
Sevgiden bakırlar altın kesilir.
Sevgiden bulanık sular arı, duru hale gelir.
Sevgiden acılar tatlılaşır.
Sevgiden ölüler dirilir.
Noksan bilgi, nereden aşkı bilecek?
Demek ki aşk, doğru bilgiyle alakalı.
Aşk bir vakum, bir cezbe!
Hz. Peygamberimiz’de tecelli eden de Allah aşkı. Onun için “Habibullah” ismini alıyor. Hz. İbrahim “Halilullah” ismini alıyor.
Dostluk ve sevgi. İşte, o peygamberlere göre tecelli eden çeşitli özellikler var. Hepsine saygı, hepsine sevgi, hepsiyle birlikte yaşamak. Onları bizden, bizi de onlardan ayrı görmemek önemli. Çünkü onlarda tecelli eden her şeyin imkanı herkeste var. Her velayet peygamberde bulunur. Her peygamber aynı zamanda velidir. Ama her veli peygamber değildir. Fakat her velide peygamberlik imkanı vardır.
Bütün peygamberlere saygıyı, gönlümüzde şulelendirip, geliştirmek yönünde Cenab-ı Allah, fetih versin inşallah. Hepsini aynı bahçenin çiçekleri gibi düşünelim. Hepsi, her zamanda en doğru bilgiyle mücehhez. Velilerden onlar da feyz alır ve feyizlerini kainata yayarlar. Peygamberler ve veliler hiçbir zaman demode olmaz.
İşte böyle, insan hayatında durmak yok. Alem-i Cemal’e doğru olgunluk var. Bir saniye sonrası, bir saniye öncesi için ahirettir. Cenab-ı Allah, diyor ki; “Orada, ellerinizle gönderdiklerinizi bulacaksınız.” Orada fazladan bir şey belki yok. Burada ne ektiysek, orada onu biçeceğiz. Allah, burada ektiklerimize feyz versin. Doğrular üzerine çalışma imkanı versin. Adil olma imkanı versin. İnancın güçlü olması imkanı versin. Güvenin sarsılmaması imkanı versin, sabır lütfetsin. Bilgisinden, hikmetinden lütfetsin.
Sema, bunların farkına varılacağı yerdir. Sema değirmendir, öğütür. Gıda hazırlar, ruhların gıdasıdır, o gıdayı saçar, yeni gıda gibi çalışır, devam eden bir değirmendir. Mutlu değirmendir. Hem döner hem döndürür. Hem güler hem güldürür.
Neden güler? Kuran-ı Kerim de Allah buyurur ki; “O kişiler ki mahsun olmazlar, korku duymazlar.” Demek ki bu boyutta, böyle yaşama şansı ve imkanı var. Allah, onların feyzinden lütfetsin, bu duyguları yaşayan, imal eden ve paylaşanlardan eylesin.
Semamız mübarek, devam etsin inşallah.