15 Ekim 2006 Seminer Notları

Sanat, yeni, çok derin duygular ortaya çıkarır. Sanatla arınma yaşanır. Resim, şiir, edebiyat insanı arındırır. Kirler temizlenir. Kirler, olması gerekenle olan arasındaki çelişkiden oluşur.

Oruç Güvenç ve Azize Güvenç 15 Ekim 2006 Ankara seminerinde
Rahmi Oruç Güvenç’in 15 Ekim 2005 tarihinde verdiği seminerde Şefika Balaban Brandenberger tarafından alınan notlar.

Ben sanırdım ki bu alem içinde bana dost kalmadı. Kendimi kaybettim, dost olmayan kalmadı.

Formüller geliyor: “Ben oyum ki ben dedikçe maksadımdır kudretin.”

Ben değilim. Otomatik olarak devreye giriyor. Benlikten sıyrılmış olma şansı geliyor. Formüller vesvesenin yaşayacağı şeyleri azaltıyor. Bunu sağlamak için gıda, kesin irade, kendini geliştirmek için nefsini dizginlemek demek ki mümkün. Bazı prensiplerle başarı vardır. Diyet önemlidir giyecekler için de tabii malzemeler tercih edilmeli: keten, ipek, pamuklu, yün vb. hücrenin nefes alma ihtiyacını karşılayan şartları vermek gerekiyor. Plastik, alüminyum yerine çelik, bakır ve cam gibi ürünler tercih edilebilir.

Üstatlar, kendine zaman, gıdaya dikkat, okumak ve tefekkür etmek konularını önemsiyor.

Manevi zenginliği oluşturacak kaliteyi bulup geliştirmek, disiplini ve davranış şekillerini oluşturuyor. Yalova’da 40 gün 40 gece semada mesnevi okumalarımızda, cüzi iradeden külli iradeye, yani Allah’ın iradesine ulaşmayı okuduk. Hazreti Mevlâna, “hamd içinde yaşamak; cüzi iradeyi külli iradeye dönüştürür” diye açıklıyordu.

Hazreti Peygamber hamd ile örülmüştür.

Teşekkür, teşekkür edilecek mercii tanımakla olur. Bu da olduğu gibi kabul etme gibi eleştirel olmayan teslimiyet içinde olmakla mümkün olur.

Hoca Ahmet Yesevi’nin şiirleri didaktik mahiyette, eğiticidir. Yesevilik, Türk tarikatı olarak manevi yollar içinde hep beraber yapılan bir halvet çalışmasını da içerir. Yesevi yolu denir. İlk öğrencisi Mehmet sonra Hacı Bektaş Veli’dir. Vasiyetnamesi: yakin nedir sorusuna cevap arar. Hakk’a yakınlıktır. Allah’ta fani ve baki olmaktır. Geçmişle uğraşmak eldeki vakti yitirmek demektir. Üzüntü oluşturmak denir. Geçmişle hesaplaşmak da gereklidir. Problem varsa mekanizmanın hallolması için istiğfar yapılmalıdır. Geçmişteki kökler temizlenirse gelecekteki imkânı artırır. Arzunun kalitesini emel boyutuna yükseltmek, geçmişten arınarak geleceğe yelken açmak lazım.

Afiyet nedir? Kalbin Allah ile bir an karar bulmasıdır. Kalbin göz kırpımı süresi kadar dinlemesidir.

Tasavvuf elinde ne varsa verir. Kuyuya düşen ne yaparsa onu yaparsın.

Bektaşiler’de yiyenlere “nur ola” denir. Bu çok önemlidir. Yemek konusunda manevi yolda süluk edenler hiç tereddüt yaşamazlar.

Azad -yani özgürlük- odur ki, kimsenin incitmesinden incitmez. Civan odur ki hak edeni, inciteni, de incitmez.

Başı boş bir halde yaşayan fakat o halde Allah’ı arayan kimsenin tutumu, kuran okuyan fakat gönlü Allah’ta olmayan kimseden hayırlıdır.

Kuran bir evrensel zikirdir ve anlamak içindir yaşamak için, Allah’la bir olmak içindir. Zaman uygunsa Arapça da okunmalı sonra tefekkür etmelidir.

Bir Bektaşi nefesi, okumasını bilirsen Kuran sensin, diyor. İnsanda nefsi emmareden kamile’ye kadar her şey mevcut. “Tüm alem sende dürülmüştür” diyor. Allah, emaneti her yere teklif ettik, sadece insan kabul etti diyor.

Vakit ve halin gereği ile ne varsa onu yaşa. Veli an’ın çocuğudur. Zaman yoktur anlar vardır.

Arif kimdir? Marifet sahibi olandır; olması gerekenin bilgisine vakıf olandır. Arif odur ki dünyadan ve nesnelerden haberi olmaz burada zati tecelliye işaret vardır. Bilgide dualite vardır. Zatında öyle bir dualite yoktur. Onun ilgi alanı zamansızlık ve mekansızlıktır. Ve arifler ilgilenir, sorarlar.

Fakir, Allah’tan başka kimseye ihtiyaç duymaz. Dünya ziynetinin gönlüne girmemesi için Hazreti Peygamber fakirliği tercih ediyor. İhtiyaçsızlık anlamında.

Hacı Bektaş-ı Veli’den

Dervişlik 3 şeydir:

  • Kimsenin bir şeyine tamah etme, kıskanç haris olma.
  • Eğer verilirse almaktan sakınmayın.
  • Aldığınız şeyi de saklayıp biriktirmeyin, burada likidite ve akışkanlık çok önemli.

Hükümdar 4 şeydir:

  • Din Safiyeti.
  • Güvenilir vezirler.
  • Kesin karar esası.
  • Azmi elinde bulundurmak.

Büyüklüğe delil 4 şeydir:

  • İlmi aziz tutmak.
  • Haramdan sakınmak.
  • Büyüklere saygı göstermek.
  • Hak yolunda gidenlerle durup oturmak. (Seni onlardan eder)

Hakk’a 4 şekilde erişilir:

  • Büyüklerle oturmak.
  • Akıllı kişilere danışmak.
  • Kısmetsiz kimselerden sakınmak.
  • Münzevilerden yardım istemek.

Münzevi: Halvet ehli, iç alemine zaman ayıran kişilerdir.

Cahillerin sohbetini taşa çal, vay kalbi kargalarla sohbet edene.

Negatif kişiler endişe üreten nifak sokan kişilerdir.

Mutluluğun delili 5 şeydir:

  • Doğru söz.
  • Güzel ameller.
  • Olgunlaşmak için gösterilen çaba.
  • Helalinden rızık arama.
  • Hal ehli dervişlere sohbet.

Soru: her şeyin en büyüğü nedir?

Cevap: 2 şey, ilim ile Hakk’a yol bulur, hilim ile halka tahammül eder. “Kim nefsini bildiyse o rabbini bildi.” Peygamberimize atfedilen sözdür.

Tasavvufta nefsin ölmesi değil olgunlaştırılması önemlidir.

Alimin abit yani ibadet ehli üzerine üstünlüğü şuradan anlaşılır ki, Hak Teala meleklere secde emretti.

Cenabı hakkın güvenliğinde şu şekilde olabilirsin:

  • Hakk’a karşı sıddık
  • Halka karşı insaflı, onun tarafını gözleyerek.
  • Büyüklere hizmet.
  • El altındakilere şefkat.
  • Düşmanlara hilim.
  • Dostlara vefa.
  • Nefsine inzibat.
  • Dervişlere seha; cömert olma.
  • Alimlere tevazu.
  • Cahillere sükût.
  • Ayağa kalkarsan hizmet amacıyla kalk, konuşacaksan hikmet ile konuş. Oturacaksan hürmet ile otur.

Demek ki fleksibilite gerekiyor. Hacı Bektaşi Veli Lokman-ı Perende’den feyz almış.

Bu insana mutsuzken geliyor. Zor zamanda imanın gelişmesini sağlıyor. Türk-İslam, Orta Asya Türk sentezi oluşturuyor. Manevi varlıklarla bağlantı kurma düşüncesini ortaya çıkarıyor. Büyük velilerin halk üstüne büyük tesirlerini görüyoruz Osmanlı’nın büyümesi temelinde de bu kökler, bu bağlantılar var. Araplara yönelik şartlı anlayıştan çok daha ılımlı bir yaklaşım.

Yollarımızda biri de Bektaşilik’e çıkıyor. Burada içki üzüm suyudur Hıristiyanlık etkisi sebebiyle şaraba dönüşmüştür. Bektaşilikte tercih edilen üzüm suyudur. Namaz, oruç, zekât, iman konusunda İslam inancına aykırı hiçbir şey yoktur. Kerbela hadisesinden sonra, Sünni-Alevi ayrımı doğmuştur. Oysa mutasavvıf inancına göre böyle bir ayrım, böyle bir fark yoktur. Ehlibeyt anlayışıyla 12 imamla oluşan görüştür.

Fazıl Bey‘in üstadı Hüsamettin Efendi 27. batından Seyyid bir zat. Ona göre Hz. Peygamberimizden sonra hilafet zamanında bazı liderlerin ücretle uydurma hadis yapmış olmaları söz konusudur.

Şimdi tevhidde birleşme önemlidir. Ahi kültürü çok önemlidir. Hacı Bayram’ın altında ahi zinciri var. Ahi’ler her yemekte mercimek ve zeytin yerlermiş. Mutlaka gülerek yerler, geleni küçük büyük mutlaka ayağa kalkıp karşılarlarmış. İktisadi ilişkiler ahilik kültürü ile yürütülmekteymiş.

Sanat

El Müsavvir: Allah’ın şekil, renk, desen veren vasfı manasındadır. Sanatla uğraşanlar El Musavvir ismini zikredebilirler. Görünüş kazandıran, görünüşü ahenkli kılan demektir.

Nano teknoloji ile hücrelerin kendilerine göre ahenkli ses çıkardıkları tespit edilmiş. Deformasyon başladıkça bu ses değişiyor. Kaos ortamı doğuyor. Kaos armoniden yoksun bir ortam düşüncesi getirir. Disiplin ve düzen aranmaz. İnsanın manevi özelliklerini geliştirebilmesi için disiplini tanımasında fayda vardır. Tasavvufta bu çok önemli.

Tefekkür kabiliyeti, tefekkür edebilecek kişiler zihnen duygu olarak açık kişilerdir. Genişlik ile karşılayıp duyuları değerlendirebilmeye sahiptir. Bazılarında soyutlama özellikleri ağır basar. Abstre yaşama imkânı daha fazladır. Eşyayı çok boyutlu düşünürler. Sanatın imkânı ile bazı değerlendirmelere çabuk varabilirler. Irwin Edman’ın Sanat ve İnsan kitabı o kadar derin ki normal şuurun ulaşamayacağı yerlere ulaşır. Yeni, çok derin duygular ortaya çıkarır. Sanatla arınma yaşanır. Resim, şiir, edebiyat insanı arındırır. Kirler temizlenir. Kirler, olması gerekenle olan arasındaki çelişkiden oluşur.

Kirler, olması gerekenle olan arasındaki çelişkiden oluşur.

Mukaddes olmaya dair ölçüler vardır. Peygamberler en üst yeri tutar sonra veliler gelir. Yaşayışları dünya şartlarında ayrı gerçeklikte ve diğer insanlardan farklıdır. Bu farkı en aza indirme çabası, olması gerekene olanı ulaştırma çabasıdır.

Mesnevi okunurken sema atmosferinde bambaşka duygu oluşuyor. Aynı bilgi de olsa şartlar farklı olunca, mürşitten dinlenince algıda açıklık oluyor. Mürşit dinleyene onu giydiriyor, yaşatıyor. Kitabi bilgilerden alınan bilgiden çok daha farklı bir bilgi oluyor.

Sanat güzeli dile getirmeye yönelir. Güzel hala tartışılan bir kavram. Toplum dayatma ile güzelin yerine çirkinliği koyabiliyor ve bunu algılayamıyor. Değerler yer değiştiriyor. Olması gerekene ait duygular, ölçüler var. Olgunluk imkânı bunu gerçekleştirdiğimiz ölçüde artıyor.

Dekart, “ben insanım algılarım var, rüya görüyorum, düşünüyorum ancak algılarım bazen beni yanıltıyor, noksanım” diyor. Ancak olgun varlık olduğu bilinci var. Bu olgun varlıktan gelen bilgi tamamlıyor. Bu anlayışa göre Allah var. Olgun varlık fikri varsa, o en güzel varlık, El Musavvir, şekil veren Allah var.

Yaşayış içindeki ritmin ahenkli hale gelmesi, içimizde olmasıyla nefs-i mutmaine’den bahsedebiliriz. İlham veren nefse ulaşılabilecek ki: mutmain olana gelinsin. Buradaki nefste neden-niçin yoktur; mevcut olanı kabul edecek kişilik vardır. Raziye mertebesinde ise tatmin olmak vardır o konuda kararlılıkla devam gelir kendine güvenin oluşması vardır.

Tasavvuf bilgileri günlük hayatta uygulanarak manevi değerlerle özdeşleşmek mümkün olursa gerçek kişilik gelişimi sağlanır.

Abstraksiyonu, yani soyutlamayı özel eğitimle geliştirmek mümkündür. Sonsuzluk duygusuyla alakalıdır. Allah kavramı sonsuzluk düşüncesini verir. Parça değildir. İhtiyaçsız ve bütündür.

İhlas en önemli dayanaktır. Kalbi görüşe ulaşılır. Akışkanlık da mümkün, hücre içindeki temizlikle…

Olması gerekene doğru bilinene doğrudur yolculuk. Olgunlaşma yolu tatmin edici, vakumlu, huzura götürücü bir yoldur. Bir oluşumdur. Görünen hep o olanı iste, gönül gözünü açarak. Türk İslam tasavvufunda da bu yansımaları görürüz. Olması gereken kimdir? Cenab-ı Allah’ın alim sıfatı var. Bütün zaman boyutlarında yayılmış, zamanın hâkimi ve değişmez bilgisidir. Biz rölatif bilgiye sahip olduğumuzdan dolayı, olması gerekene ulaşmak için talep edilen de değişmez bilgidir. Bu bir yaşama potansiyelidir. O bilgi gelince insan onu yaşar. Kaosu gidermeye yönelik, satori, aydınlanma hali gelir.

İşrak felsefesi

Sühreverdi’nin Nur Heykelleri kitabını çalışmak lazımdır. İşrak, aydınlanmaya hak kazanınca sebepsiz, zamansız gelen bir aydınlıktır. İşrak namazı da vardır. Şihabeddin Sühreverdi.

Okçuluk, hattatlık, bir kişide birleşmiş: Şeyh Abdullah, okçular tekkesi şeyhi. Ok ustaları yetiştirmiş, hattat. 35 metreden gözü kapalı hedefi bulabiliyor. Duygu ve sezgilerle atmayı öğretiyor, kalp gözünün açılması çalışılıyor. Arka beyinde -oksipital lobda- ruhi görüş ortaya çıkarak bu durum sağlanıyor.

Kişisel gelişim

Bu yola girerken veya bu yolda giderken kaostan kurtulmak için kendimizle barışık olmak, güvenmek gerekir. Kendimizi affetmek ile başlarız. Olması gerekenle olmakta olan arasındaki yol, benlikle, egosantriklik ile alakalıdır. Bütüne saygı duyularak bu egodan çıkılır. Barışık olmakla olur. Bu, Allah’ın rahmetine sığınarak yapılır. İlham arttıkça zanlar azalır. Soyut arttıkça zan ile hata geriler. Bütünlüğe, tevhide yönelme ile alakalı olarak zan tehlikesi azalır. Hz. Mevlâna “zanlarınız size fayda vermez” der.

İstiğfar kaotik ortamı temizler. Hem geçmişi temizler hem günlük hayatta Allah’ı vekil edinme inancıyla onun kendi üzerimizde tasarruf etme şansını verir. O irade-i cüziyeyi kullanma yönünde tekâmül şansımız artar.

İrade-i külliye içine geçeriz; cüzi iradeden külli iradeye geçiş de hamd ile mümkün. Şükrün derinidir hamd. Gerekçe olmadan teşekkür vardır. Rıza, noksan görmemekle mümkün olur. Lebid, “küllü şeyhin mahallatı batılın,” yani “kim ki Allah’tan ayrıdır, batıldır,” demiştir.

Noksan görmemek çok önemlidir. Cemali sıfatın olduğunu görebilmek, bunu yaşayacak yaşama imkânı oluşturabilmek mümkündür. Bu bir erdemdir.

Hud süresi birçok peygamberlerin özelliklerini anlatır; kavimlerinin onları anlamadığı ve gerekçelerini yazar. Onlar kendilerini olması gerekene göre ayarlamış insanlardı. Hud suresinde peygambere bile Allah, “senin ikna olman için anlatıyoruz” diyor. İkna önemlidir. Gelecek feyzle farkına varmaya başlayabiliriz. O zaman yetki, kanaat sahibi oluruz. Her an Allah’la olabilmek, fiiliyatta her an onu öne koyabilmek. İknayı, doğru bilgi kolaylaştırır. Onlar Allah’ı, Allah da onları sever. Yol kapalı değildir. Hakikat bilgisini yakalama şansı bu anlayışı kavramakta mümkün.

Eşyaya bakınca onun geri planına da bakmak gerekiyor. Sonsuz bir kaynak, idrak, şuur, bilgi var. Her şeyde her şey mümkün. Böylesine soyutlamanın duyguya geçmesi ikna olan endişe duygusunu yok eder, iman ortaya çıkar.

Allah için zaman ayırmak: Mevlevilikte gönül bekleme denir. Bu zamanı sana ayırıyorum. Tekamülü için gerekeni lütfen bana nasip et. Burada bütün dikkat gönlün manevi yapısına yöneltilir bütünlük içinde olan yüce kudret düşünülür. Orada hissedilen şeyler mürşit ile konuşulur.

Ürün kaldırma, gönül kaldırma: ekinlerinin yani ekilen ekinin hasadının alınmasıdır konuşulmasında da faydalar vardır. Tekrar konuşuldukça kademe kademe derinleşir.

Allah devamlı ibadeti sever. Nöron havuzunun doldurulması gibidir. Uyarıların biriktiği havuzda bilgi karşı tarafa geçer. Kuran’da, “ticaretle meşgul olmaları, Allah’ı zikretmelerine engel olmaz” der.

Bu beklemede konsantrasyon ve objektif olmak çok önemlidir. Dışarıdan izlemek ve tabii öncelikle niyet ve devamlılık, sabırla beklemek gerekir.

Etiketler: Bektaşilik, Hacı Bektaş, işrak felsefesi, kişisel gelişim, nefs, sanat
İlginizi Çekebilecek Sohbet Notları

7 gün 7 gece sema

Oruç Güvenç’in 2005 yılında, İspanya Lalita’da düzenlediği 7 gün 7 gece sema etkinliğinden notlar ve izlenimler.

Son Podcast
#173 – Sema

Rahmi Oruç Güvenç’in 1 Aralık 2012 tarihinde Ankara’da verdiği seminerin ses kaydının sekizinci bölümü.
Güvenç semanın tarihçesi, uygulaması ve kendi çalışmalarıyla ilgili bilgi veriyor.