- Fazıl Bey trans halindeyken: Adem, insan, İslam, iman. Dört temel tarif var. Adem’e, rahat yaşama formülleri iletildiği söyleniyor.
- Öyle insanlar vardır ki korku duymazlar, mahzun da olmazlar.
- Hz. Mevlana şöyle der: “Birlik şarabını ver. Hepimizi aynı derecede sarhoş et ki, görünüşteki ayrılıkları, aykırılıkları giderelim. Bizler bir zincirin halkaları, bir ağacın dallarıyız.”
Sağlık
Vücudumuz bizden ne ölçüde razı? Zehirli hava soluyorsak ruhumuza gerekli şoförlüğü yapamayız. Sağlıklı yaşamak, vücudumuzun ruhla yakınlaşması için bir temenni oluşturur (Etnopsikoloji, parapsikoloji gibi bilimler, Türk-İslam tasavvufunu dikkate almadığı sürece olgunlaşamaz).
Hareket
Batıda, ergoterapi (meşguliyet terapisi) daha kolay yaşama formüllerine ulaşmak ve nefsi, bedeni tanımak için uygulanmaktadır. Batı rehabilitasyon merkezlerinde uygulanan ergoterapi, tedavi için harekete geçmeyi sağlar. Her insanda kaynak olduğuna inanıldığından fiziksel ve psikolojik hareket, öğrenmek için bir kapıdır. Bu hareket kapısından geçtikten sonra hareket, tedaviyi uyandırır ve hastalıkları giderecek pozitif etkiye ulaşılabilir. İç ailemle kontak kurmak önemlidir.
Nefs
Huzuru üretmek ve paylaşmak için nefsimizi tanımak, onu olumsuz hale dönüştürmemek, zulmetmemek lazım. Nefsin ölümü gerekmez, nefs olgunlaşır. “Nefsinize zulmetmeyiniz” sözü çok önemlidir.
Olgunlaşmamız için bize beden verilmiştir. Son ana kadar bu bedeni ruha yaklaştırma gayreti içinde olmamız gerekiyor. Haz, elem, manevi huzur gibi duyguların hissedildiği bir mekan olan beden, nefsle de ilişkilidir. Nefs, bütünüyle beden değildir; bir takım sentezlerden oluşur. Nefsimiz ruh, ruhumuz can bulur. Nefs ne zaman ruhlaşırsa, o zaman yolculuğa hazır olunması gerekir; bu, başka bir aleme gidiştir.
Bilgi edinmiş olarak, ulvi değerlere ulaşıp bu bedeni ruhlaştırabilirsek ölümsüzlüğe doğru gidilebilir. Aşk ehli ölmez, bedeni çürümez. Beden, ölümsüzlüğe ulaşarak çeşitli boyutlarda geçiş yapabilir; tayyi mekan gibi… Nefsini bilen, Rabbini bilir. Kendini bilmek, vücut ilmini bilmekle alakalıdır. Türk-İslam tasavvufunda Kur’an’ın açık ve gizli anlamları olduğu bilinir; gizlinin de gizlisi olduğu söylenir.
Merkez Efendi
Sümbül Efendi, bir ayeti açıklarken “Dünyada neyi değiştirmek istersiniz?” sorusuna, Muslihiddin’in cevabı “Her şeyi merkezinde bırakırdım” oluyor. Bu yüzden diğer adı Merkez Efendi olarak bilinir. Mesir macunu yaparak şifa arar ve tasavvufun derinlikleri ile uğraşır.
Tasavvuf
Tasavvufun gelişme yollarında eksiklikler vardır; sufilerin aradığı çalışma ortamları maalesef yok, camilerde zikir, halvet gibi ortamlar bulunmuyor. Tasavvuf, dergahlarda kurumsallaşarak olgunlaşır. Hoca-talebe ilişkisi bu ortamlarda derinleşir, dergahlarda 24 saatte tasavvuf eğitimi yaşanır.
Teknik gelişmeler, insanlığın gelişimi ile paralel olmayabilir; gerçek tasavvuf bilgisi geldiğinde, teknik üzerine doğru yaşam imkanları doğar.
Tasavvuf Kaynakları
Tezkiretü’l Evliya (Feridüddin Attar) eski sufi hayatından alıntılar sunar. Allah dostlarının anıldığı yere rahmet yağar. Feridüddin Attar ile Hz. Mevlana buluşur; Hz. Mevlana elini öper ve ona bir kitap (Esrarname) hediye eder .
Niyazi Mısri Divanı, Turgut Baba’nın önerisidir ve Kur’an’ın açıklamalarını ihtiva ettiği söylenir.
Arif, Âlim
Tasavvufta dört kapı, kırk makam vardır; arif ile alim olmak bu yolda ele alınır. Âlimdir ama arif olamaz; arif olmak, kendinden bir şeyler katarak bahsedilen değerleri içselleştirmeyi içerir. Muhsinler kanalıyla, menfaat düşünmeden aldığını veren ellerle Allah’ın feyzi ve lütfu gelir. Hz. Bayram Veli, sufi olmadan önce alimdir; kendini eksik hissetmiş, sufi olup arif olmuştur. Ledün bilgisi olmayınca, alimlik yetmez!
Akışkanlık
Mutasavvıflar için akışkanlık önemli bir fenomendir. Atom altı parçacıkları sıvı olarak çıkmakta, maddenin yeni hali olarak quark-gluon oluşumları keşfedilmiştir.
Barnabas İncili
Barnabas İncili Papa uyuyunca dışarı çıkarılmıştır. Aziz Barnabas’a göre Hz. İsa tarafından yazdırılmış, Hz. Muhammed’in geleceğini ve İslam’a yakın bir yaşam biçimi öngörmüştür. Bugünkü Hristiyanlık, Hz. İsa’nın tebliğ ettiği din değildir; gelecekteki din, tevhit (birlik) dini olacaktır.
İstiğfar, Tövbe
İslam, teslim olmak anlamındadır. Allah’a dua etmek, bağışlanma talebinde bulunmak önemlidir; doğan çocuk günahsızdır, yol daima açıktır. Allah, hatalarını kabul edenleri ve istiğfar edenleri sever. Beşer şaşar; İmam Gazali’ye göre gerçek haya, Allah’ı unutmamaktır.
İstiğfar etmek, insanın incitmeyip saygı göstermesini sağlar; dille hakim olmak ve iyiliği hakim kılar. Hz. Ali, camiye geç kalınca Hz. Muhammed (S.A.V) sorar; Hz. Ali, “Önümde yaşlı bir Yahudi vardı, onu geçemedim” der. Bu, incelik ve nezaket örneğidir. Hz. Mevlana, “Tövbe, gönlümü demir gibi kuvvetlendir.” der.
Ledün İlmi
Kehf Suresi’nde Hz. Musa ile Hızır Aleyhisselam arasında geçen olay anlatılır. Hz. Musa’nın yanında Yuşa Peygamber olduğu söylenir. Yolculuk yaparken heybedeki balık kaybolur; kaybettikleri yere dönünce Hz. Hızır ile buluşurlar. Hz. Hızır, “Senin görmediğin benim bildiğim şeyler var,” diyerek Allah’ın kendisine lütfettiği bilgiyle hareket eder.
Mevlevi mürşidi, belirli bir olgunluğa gelindiğinde “Hadi evladım, kendi kitabını oku,” dermiş.
Hintlilerde satori vardır; bilgi alışverişi gerçekleşince, o anda ihtiyaç duyulan bilgi açığa çıkar. Tasavvufun ışıklı yolu olan işrak (nurlanma) yolu da böyledir; Sühreverdî’nin bu konuyla ilgili yazdığı Nur Heykelleri isimli bir eseri vardır.
Zikir
Yusuf Hemedani’nin Hayat Nedir? isimli eserini okumakta fayda vardır. Bu kitapta Yusuf Hemedani zikir bahsinde “Zikir, Tefekkürü Hazırlar” der. Bu metodlar bilinirse fayda sağlar.